DURAN açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Bugün tüm okullarda zil çaldı. Öğrencilerimizin heyecanı, öğretmenlerimizin gözündeki mutluluğa hep birlikte şahit olduk.
İlk günde; Bir zamanlar dünya devletlerinin birleşip yıkamadığı Çanakkale ile aynı ülkelerin zulmüne seyirci kaldığı Gazze’nin ortak paydada, vatan savunmasında birlikte anılması ne güzeldi,
Ayrıca bu güzelliğe erdem, ahlak gibi kavramların yoğun kullanıldığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin olumlu yansımalarını da ekleyebiliriz diye düşündüğümü belirterek başlayalım yeni döneme…
Yeni bir dönemin başladığı bugün de, başka bir açıdan şunları da ifade etmek yerinde olacaktır kanaatindeyim;
Eğitim öğretimin başladığı okullarda görüştüğümüz yöneticiler, okulları yaz tatili boyunca hazır edebilmek için yoğun çaba harcamışlar, ağır bir yükün altına girmişler. Uğradığımız her okulda yapılan güzel çalışmalara bizzat şahit oldum.
Bugün ilk gün olması sebebiyle her yer süslenmiş, bayrak ve balonlarla okulların girişleri öğrenci ve öğretmenlerimiz için hazır edilmiş, gözleri ışıl ışıl yavrularımız sınıflarında yerlerini almıştı.
Peki ilk günün sonunda, hatta her günün sonunda, yüzlerce hatta binlerce öğrencinin koridorlarında koşturduğu, lavabolarını kullandığı okullar ne mi olacak?
“Elbette okul yeni güne hazırlanacak, ertesi sabah ve yeni bir gün için her yer pırıl pırıl tertemiz hale getirilecek ” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Pek tabii, temiz sınıflar, güzel kokan koridorlar, hijyenik lavabolar öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin sonuna kadar hakkı .
-Peki bu hijyenik şartları nasıl sağlayacağız?
-Yeni açıklanan personel istihdam uygulaması ile sizce kaç kişi işe başvurmuştur?
-Başvuru yapanların kaçı çalışmayı kabul etmiştir?
-Çalışmayı kabul edenler alacaklari ücreti duyunca vazgeçmiş midir?
-Yeni uygulama ile sigortasız çalışma özendiriliyor mu?
-Bu şartlarda okullar nasıl personel bulacak?
Bu soruların ardından yetkililerden;
“Biz geçtiğimiz yıla göre personel sayısını iki katına çıkardık ama okullar çalıştıracak adam bulamadı.” cümlesini inşallah duymayız.
Hafta boyu ziyaretine gittiğim birçok okulda ya da yaptığım telefon görüşmesinde, yönetici arkadaşlarımızın gözlerinin içindeki endişeyi gördüm, hissettim.
Yıllardır ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiklerine şahit olduğumuz arkadaşlarımız; amirlerine, çalışma arkadaşlarına, velilere ve öğrencilerine mahcup olmak istemiyorlar.
Eğer okullarımızın daha iyi koşullarda eğitim vermesini istiyorsak personel sistemindeki bu düzensizliğe ve adaletsizliğe bir an önce son vermeliyiz.
Aksi takdirde gecesini gündüzüne katan, kıt imkanlarla okullarını her kulvarda üst seviyelere taşıyan yönetici arkadaşlarımızın, çalışma azmini ve motivasyonunu iyice kaybetmesine, süreçte derin yaralar almasına sebep olacağız.
Velhasıl;
Zaten ücret politikasında adaletsizlik, yöneticilikte kadro, gibi büyük SORUNLAR dağ gibi ortada durur iken; bir de okullarda yaşanacak hizmetli-personel krizi, hepimizi içinden çıkılmaz sıkıntılı süreçlere doğru götürecektir…
Okulun ilk günlerinde hissettiğimiz güzel gelişmeleri krizlere kurban etmeyelim…
SENDİKA HABERLERİ SAYFASINI