SON EKLENENLER

YAVUZ: SALGIN SÜRECİNDE EĞİTİM EKONOMİSİ

Memur-Sen İstanbul İl temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 nolu şube başkanı Talat Yavuz Salın döneminde eğitim ekonomisini değerlendirerek ''Borca dayalı dünya finans sistemine direndiğimiz için, dövizle faiz arasına sıkıştırıldığımız, kemer sıkmanın ve acı reçetenin konuşulduğu bu dönemde, verilen mücadeleye destek, asıl eğitimden olmalıdır.'' dedi.
16 Kasım 2020 15:01

YAVUZ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Salgının hayatı durdurduğu ilk günlerde, oluşacak muhtemel değişiklikleri yoğun bir şekilde tartışmış ve bizi nelerin beklediğini anlamaya çalışmıştık. Aradan bir yıl geçmeden, salgının birçok alanda etkisinin hissedildiği bu günlerde ise gündemimizi başka konular işgal ediyor.
Gündemi çok hızlı değişen bir ülkeyiz ve tartışmalardan yazılı bir metin ortaya çıkaramıyoruz.

Salgının, dünya finans sisteminin çöktüğü döneme denk gelmesi, dünyada ekonomik yıkımı daha da artıracağa benziyor.

Ülkemiz, gelişmekte olan ülkelerin, zengin ülkeler tarafından kurulan uluslararası kuruluşlar üzerinden borçlandırıldığı, yerine göre cezalandırıldığı acımasız sistemin dışına çıkmak için çok mücadele verdi. Salgın, savaş ekonomisi, ABD seçimleri derken yeni bir eşiğe geldik ve ülke olarak yeni bir karar vereceğiz.

Bu karar, yeniden sisteme entegre olup, borçlanarak günü kurtarma veya zorluklara göğüs gererek mücadele yolunu seçme arasında bir karar olacaktır.

Şu ana kadar görünen o ki mücadele yolu seçilmiştir. Ekonomi ve adalet alanında reform sinyali ile “acı reçete” kavramının yeniden telaffuz edilmesi bunun işaretidir.

Bu zor mücadeleyi kazanabilmek için elimizde ne var diye baktığımızda, Karadeniz’de bulduğumuz doğalgazın ekonomimize getireceği rahatlamaya kadar, kemer sıkmaktan başka bir yol görünmüyor. Cumhurbaşkanımızın bugüne kadar verdiği mücadelenin başarı ile yürütülmesi, artık direncimizi artırmamıza bağlıdır. Direnç, tahammül, katlanma ve sabrın ötesinde akıllı politikalar, isabetli öncelikler ve önlemler gerekecektir.

Bu dönemde eğitimde, az kaynakla çok iş yapacak, yeni yükler getirmeyecek, var olan kaynağı en etkili kullanacak sistemler geliştirebilmeliyiz. Mevcut sistemi yukarıda zikredilen şartların gereklerine göre gözden geçirmeli ve sorgulamalıyız.

Salgının başladığı ilk günlerden bugüne kadar, eğitim sisteminin yeniden kurgulanmasını ve eğitim şurasının toplanması gerektiğini dile getiriyorum. Yaşanan krizin çözümü, öğrencilerin yüzde on beşinin takip ettiği uzaktan eğitimi yüceltmek, mecbur kalındığı için yapılan çalışmaları abartmak ve yatırımı buraya yönlendirmekte değildir.

Okulların, özellikle liselerin işlevini tamamen denetimsiz ortamlarda açılan dershanelere bıraktığı bu dönemde bile sistem tartışması yapmayacaksak, salgın öncesinde dahi krizde olan eğitimimize nasıl yön vereceğiz?

On iki yıllık zorunlu eğitimi, okul türlerini ve sınav sistemlerini tartışmadan, mevcut durumda okul türlerine göre bina kapasite kullanımını analiz etmeden, hala okul ve derslik yaptırmak için devasa bütçeler ayırmak ne kadar mantıklıdır?

Borca dayalı dünya finans sistemine direndiğimiz için, dövizle faiz arasına sıkıştırıldığımız, kemer sıkmanın ve acı reçetenin konuşulduğu bu dönemde, verilen mücadeleye destek, asıl eğitimden olmalıdır.

Ailelerin, bu dönemde eğitime ayırdığı bütçe üzerinden bir araştırma yapılsa bile atılacak adımlar gün gibi ortaya çıkacaktır.

Hem, eğitime ayrılan ve yanlış yönettiğimiz bütçe üzerinden, hem de tamir edemediğimiz, arızalı eğitim sisteminin dershanelere mecbur bırakmasından dolayı aileye yük olmak nasıl bir çıkmazdır?

Bunu bakanlık görmüyorsa, Eğitim Politikaları Kurulu görmeli, çalışmalı ve rapor etmelidir.

Tam da burada daha önce defalarca gündeme getirdiğim, bakanlıktan ödenek çıkaran, tasarım beceri atölyesi yapan, model öğretmenler odası kuran, okul idarelerine yük olmaktan başka bir işe yaramayan projeler yürüten, il ve ilçelerle eski unvanlarını gizli baskı aracı olarak kullanıp maddi külfet getirecek protokol imzalayan, zor durumdaki velilerin ve okul aile birliklerinin bütçesine göz diken haramzadelere karşı etkili bir temizlik operasyonu başlatılmalı, devletin beş kuruşuna göz dikenlere, kim olursa olsun hesabı sorulmalıdır.

Sistemi dönüştürerek verimi artırmalı, teftiş ve denetim sistemini olması gerektiği yere çekmeli, kontrolü artırmalı, kaçakları ve sızmaları kurutmalı ve devletimizin verdiği mücadeleye omuz verilmelidir.

Talat YAVUZ
Memur Sen İstanbul İl Başkanı

SENDİKA BÜLTENİ

SENDİKA HABERLERİ SAYFASINI
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
SON EKLENEN HABERLER