Bilim kurulunun almış oldukları  tedbir kararlarından okullar da nasibini almış oldu. Yaklaşık 7 ay sonra başlayan yüz yüze eğitimle   okullar açıldı. Yüz yüze eğitime öğretmen, öğrenci ve aileler yeniden adapte olmaya başlarken  yeni ikinci normalleşme  ile okullara 20 Kasım Cuma gününden 4 Ocak Pazartesi gününe kadar resmi, özel, örgün ve yaygın eğitim- öğretim faaliyetlerine uzaktan eğitimle devam etme kararı alındı. 4 Ocak Pazartesi açılacağı söylenen okullar, ikinci ara tatilin yaklaşmasıyla arada kalan birkaç hafta da  birleştirilerek birinci yarı yılın kapanması ihtimal dahilindedir.. Bu arada salgının seyri ile ikinci yarı yılda okulların yeniden açılıp açılmayacağına dair  kesin karar verilmiş olur. Okullar “okulum temiz” çalışmaları ile temizlik ve hijyen konusunda gerekli tedbirleri almışlardı. Okullardaki bulaş durumu okul içinden ziyade dışarıdan gelen bulaşlarla kısmi vakalar şeklinde  görülmüştür.  Tabi ki burada sağlık sisteminin yükünün artması, toplumsal fayda açısından okulların kapatılması kararı çıkmıştır. Uzaktan eğitim kararı alınırken bilim kurulu kararları doğrultusunda hareket ediliyor. Doktorların görüşüyle beraber eğitimcilerin ve eğitimle alakalı STK’ların görüşü de alınsın. Okulların açılıp kapanması eğitimsel bir karar olmalıdır. Sosyal medyanın virüs bahanesiyle okulların açılıp kapanmasını manipüle  etmesine izin verilmemeli.  Kayıpları uzaktan eğitimle telafi mümkün görülmüyor.  Daha önce de köy okullarının kapatılamayabileceğini belirtmiştik. İlginçtir ki köylerde kapatılan okulların bahçelerinde çocuklar oyun oynuyor. 13.00-16.00 arası ders konulmamasını fırsat bilen bütün çocuklar dışarda.

       Bir önceki uzaktan eğitim döneminde bütün bileşenlerin  yani öğrenci, öğretmen ve ailelerin ortak kanaati ve öngörüsü eğitimin yüz yüze olması yönündeydi. Öğrencilerin birinci uzaktan eğitime katılım durumlarının tam olarak sağlanamaması, internet ağı sisteminde yetersizlik, öğrencilere uzaktan eğitimi sağlayacak kadar tablet, bilgisayar, akıllı telefon gibi araçların sağlanamaması  aileleri ciddi derecede etkilemektedir. Uzaktan eğitimde şu an en önemli sorun internete erişim sorunu.  Hâlâ şehir merkezlerinde internet erişiminin olmadığı mahalleler var. Köylerdeki durum daha sıkıntılı, bu yüzden bir an önce internete erişim  için alt yapıların sağlanması gerekir. Varlıklı ailenin çocukları ile ekonomi açısından sorun yaşayan aile çocukları arasındaki eğitim farkı iyice açılacak. Birçok aile ve çocuk bu durumdan muzarip. Yine bu durumdan kârlı çıkacak olanlar zengin aile  çocukları.        

      Yüz yüze eğitimden uzak olan öğrenciler , uzaktan eğitimde de imkansızlıklarla karşılaşınca derslere karşı bir soğukluk baş gösterdi. Öğrenciler , öğretmenler uzaktan eğitimi psikolojik olarak bir türlü benimseyemediler. Uzaktan eğitimde salgın  psikolojisinin üstesinden gelecek psikolojik  destekler sağlanmalı.   

       Bu süreçte uzaktan eğitimde en çok etkilenen sınıflar okula yeni başlayan birinci sınıf öğrencileri olacak. Geçen eğitim öğretim döneminin 1.sınıfı olan ve yeni eğitim öğretim döneminin 2.sınıfı olan öğrenciler, 2020 ikinci yarı yılında okullarından uzak kaldılar ve okuma yazma öğrenme sürecini tamamlayamadılar. 2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarı döneminde zaten hibrit eğitim modeli ile eğitim gören yani yüz yüze ve uzaktan iki gün okul, iki gün uzaktan  gören  1.sınıflar  okuma yazma sürecinin başındayken yine uzaktan eğitime mecbur kaldılar.

    Dernek olarak umudumuz yetkililerin bu süreci en kısa zamanda düzene koymalarıdır. Aksi takdirde bu durum maliyeti uzun yıllar alacak sorunlara dönüşebilir.

                                                              AKADEMİK EĞİTİMCİLER DERNEĞİ