İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde yer alan Lezita Fabrikasında işçilerin başlattığı grev tüm baskı ve engellere rağmen 43 günü geride bıraktı. Geçtiğimiz günlerde darbedilerek gözaltına alınan 13 işçi ve 3 sendikacı, bir gün boyunca gözaltında tutulmalarının akabinde savcılık tarafından mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakıldı. Dövüldüklerini, küfür ve hakarete maruz kaldıklarını anlatan işçiler, “Bize düşman gibi davrandılar” dedi.

Gözaltına alırken yerlerde sürüklendiklerini aktaran işçiler, “Arabaya alınırken kafamızı vurdular, kolumuzu bükerken küfürler ettiler. Resmen hain ve düşman muamelesi gördük. Götürüldüğümüz Bağyurdu Karakolunda saatlerce bekletildik ifade vermek için. Bir arkadaşımız başından yaralanmıştı. İfadesi sırasında başının döndüğünü ve gözlerinin karardığını belirtti. Ancak hastaneye bile 1 saat sonra götürüldü. Beyin kanaması geçiriyor olsaydı, hesabını kim verecekti” dedi.

"FABRİKANIN ÖZEL GÜVENLİĞİ GİBİ"

Karakolda beklerken gözüne bir derginin iliştiğini belirten bir işçi, “Derginin üzerinde ‘Jandarma halkı korur’ gibi bir şey yazıyordu. Ancak görünen o ki, jandarma patronları korur demesi lazımdı. 43 gündür fabrikanın özel güvenliği gibi davranıyorlar” dedi.

Yolda giderken ise kendileri hakkında jandarmaya, ‘Oradakilerin hepsi işçi değil, grevci değil, çoğu dışarıdan getirildiler’ dendiğini öğrendiklerini söyleyen işçiler, “Bunun yanı sıra polise taş attığımız söylenmiş. Jandarma da bize müdahale ederken buna göre etti. Söylenenlerin doğru olmadığını, hepimizin işçiler ve sendika temsilcileri olduğumuzu ve greve çıkma sebeplerimizi anlattığımızda ise kendilerinin Manisa Alaşehir’den Torbalı’dan ve Buca’dan gönderildiklerini buradaki meseleye dair bir şey bilmediklerini söylediler” diye konuştu.

"KÜMES GİBİ ALANA KAPATILDIK"

Fabrika önündeki son duruma ilişkin ise işçiler şunları söyledi: “43 gündür her gün olduğu gibi bugün de jandarma fabrikanın kapısı önünde, sırtı işverene yüzü bizlere dönük. Öte yandan 40 gündür yürüdüğümüz yol dahi kapatıldı. Kümes gibi 300 metrekare alana tıktılar bunca işçiyi. Şu an kendilerine ait olmayan yerdeki çitleri söküyorlar. Zaten orası kamusal alandı. Şimdi ise kendi alanını çitliyor. Bu uygulama ise mahkeme kararıyla oldu.”

Gözaltına alınanlardan Öz Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Daire Başkanı Göksel Şengün de  hakları olmayan hiçbir talepte bulunmadıklarını belirtti. Şengün, “Buna karşın işveren cephesi gayriyasal ve gayriahlaki tüm yollara başvurmakta. Kanun, grevde olan bir iş yerine işçi alımı yapamazsın diyor. Buna rağmen 483 kişi alınmış bu iş yerine. Denizli İş Mahkemesine dava açtık ve tespit kararı verildi. Avukatlarımız tespit için iş yerine geldiğinde ise buna engel olundu” dedi.

"MÜCADELE SÜRECEK"

Kara yolunu trafiğe kapatma ve kolluk kuvvetlerine mukavemet gibi gerekçelerle gözaltına alındıklarını belirten Şengün şöyle devam etti: “Buradaki insanlar evlerine ekmek götüremiyor, bunun derdindeyiz. Ancak üstüne yerlerde sürüklenerek, darbedilerek gözaltına alındık. Yüzde 80 engeli bulunan arkadaşımız yerlerde sürüklendi. Diyecek bir şey bulamıyorum. ABD polisinin siyahilere uyguladığını, jandarma burada bize uyguladı. Yetmedi ifade vermek için 9-10 saat bekletildik. 24 saatlik gözaltı süresini sonuna kadar kullanma çabasıyla türlü saçmalıklar yapıldı. Arkadaşlarımızın şahsi telefonları kurcalanmış, geri teslim edildiğinde pin kodlarının denendiğini fark ettik.”

Bu baskıların kendilerini yıldırmayacağını ifade eden Şengün, “Tüm bu olan bitenler bizleri yıldırmak ve sindirmek için yapılıyor. Bunun bilincindeyiz. Yukarıdan bir emir gelmiş, ‘Toplayın şunları, delile gerek yok biz ayarlarız’ denmiş ve uygulandı. Burası çok açık. Ancak burada toplu iş sözleşmesi imzalanana, anayasal haklara saygı duyulana ve tüm grevdeki arkadaşlarımız işlerine geri dönene kadar mücadelemiz sürecek” dedi.