Hacettepe Üniversitesi yönetimi sosyal tesis ve işletmelerde çalışan13 işçiyi “iktisadi işletme zarar ediyor” diyerek işten çıkarttı. Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasında örgütlü olan işçiler Hacettepe Sıhhıye Kampüsü Tıp Fakültesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada, “Hacettepe Üniversitesi İktisadi İşletmeleri'nde toplu iş sözleşmesinin hükümleri dahi uygulanmamaktadır. İşçilerin geriye dönük ücret farkları ödenmemiş, ileriye dönük hakları olan tediye ve ikramiye ödemeleri durdurulmuştur. İşten çıkarılan arkadaşlarımızın kıdem, ihbar ve izin alacakları hâlâ verilmemiştir. Hâlihazırda çalışan 157 emekçinin toplu sözleşmeden doğan hakları gasbedilmiş durumdadır. İşletmelerin geliştirilmesi için hiçbir adım atılmamış, tam tersine zarar gösterilerek bilerek geriye götürülmüştür. Sticker gelirleri elimizden alınmış, yurt girişlerine konulan otomat makineleri ve kampüse açılan bir Market ile kantinlerin gelirleri düşürülmüştür. Zarar bahanesiyle kâr eden işletmeler kapatılmış, 13 işçi arkadaşımız hiçbir kriter gözetilmeksizin işten çıkarılmıştır. Daha ilk günlerden itibaren bu arkadaşlara ‘Sendikaya üye olmayacaksınız’ deniliyor. Bu yetmezmiş gibi ‘Eğer üye olursanız sözleşmeyi yenilemeyiz.’ Tehdidiyle açıkça baskı altına alınıyor. Bu Hacettepe’de korku düzeni kurmak demektir! Bu emeğin sesini susturmak, örgütlülüğü yok etmek, işçiyi köleleştirmek demektir! Üniversite kampüsünü biz ayakta tutuyoruz. Ve şimdi, o emeği hiçe sayanlara karşı sesimizi yükseltiyoruz. Taleplerimiz açık, net ve meşrudur: İşten atılan arkadaşlarımız derhal geri alınsın. Sendikal haklara saygı gösterilsin. Üniversitede sendikal baskıya ve tehdide son verilsin. Bizler hakkımızı istiyoruz” denilerek, üniversite yönetiminin yaptığı baskıya dikkat çekildi.
“Bu durumun sebebi yönetimin liyakatsizliği”
Sendika temsilcisi Hüseyin Üçel, yaşanan haksızlıkların 2020’den beri devam ettiğini, kantinlerin kapatılmasına karşı öğrenci temsilcilerinin rektörle görüştüğünü ama bir sonuç alamadığını söyledi. Üçel, “Pandemiden sonra başlayan bir süreç bu. Öğrenciler tepki gösterince “Size BİM açtık daha ne istiyorsunuz” gibi bir cevap aldılar. Ama bu öğrencilerin üniversitede kendini dinlendirdiği, sosyal alanlarını da ellerinden aldılar. O dönemde 42 kişiyi işten çıkartmışlardı. Sendikal mücadelemiz ve müzakerelerle işçi çıkışı durduruldu bugüne kadar ama şimdi yeniden çıkartmalar gündemde. Biz geçen hafta çıkartıldık ama listelerin olduğu söyleniyor. 13 kişiden sonra 17 kişilik bir listenin daha işten çıkarılacağı söyleniyor. 90 kişiyi bulacağı söyleniyor. Şu anda yönetim direnci kırmak için uğraşıyor. Bizim bu durumun içerisinde bulunmamızın sebebi Hacettepe gibi güzide bir üniversitenin yönetiminin liyakatsiz olmasıdır. İlgili daire başkanlığı olması gibi yönetilemedi. Bizim onlara önerimiz, projelerimiz olmasına rağmen hiçbirini yerine getirmediler. Biz 15-20 yıl bu üniversiteye hizmet etmiş kişileriz. Taşında, toprağında emeğimiz var. Sonrasında gelen bir yönetim hiyerarşisi, bu durumu kendi liyakatsizliklerinin sonucunda işçileri işten çıkartıyorlar. Öğrencinin bir yemeğini bile randevu ile yapıyorlar” dedi.
“Sendikadan çıkmayan işçileri çıkartacağız”
İşten çıkartılan bir başka işçi, “Burada işçilerin sendikal hakkına bir kasıt var. Bundan bir buçuk iki ay önce Rektörlük, ‘Sendikal haklarından vazgeçsinler. Sendikadan çıkmayan işçileri işten çıkartacağız, sendikasızlarla devam edeceğiz’ denildi. Ekmeğimizle tehdit edildik ama kimse sendikadan çıkmadı. Ardından işten çıkarıldık. Burada Rektörlüğün işlediği anayasal bir suç var. 112. Madde şunu söylüyor: Bir işçiyi zorla sendikadan çıkartmaya çalışmak 3 yıl hapis cezası olan bir şeydir. İşçi temsilcisini çıkartmak anayasal bir suçtur. Hele ki gerekçe istihdam fazlası üzerine kuruluysa o kurumda en son işçi temsilcisi çıkarılır. Bunu kanun da korur. Geride kalan arkadaşlarımıza şu mesasjı gönderiyorlar aslında sendika temsilcisini dahi işten çıkartıyorsa herkesi çıkarırlar” diyerek, Rektörlüğün işçileri tehdit ederek suç işlediğini vurguladı.
İşten atılan kanser hastası bir kadın işçi, “Bize sadece bütçenin yetersiz olduğunu söylediler. Bütçe yetersiz olduğu için maaşlarımızı ödeyemeyeceklerini söylediler. O kadar para kazanılabilecek yerleri kapattılar, kantinlerimiz kapatıldı. 13 kişi ekmeğinden oldu şu anda. Sendikadan çıkmamız söylenilmişti daha önce de. Biz hakkımızı arayacağız sonuna kadar. Sendikadan da çıkmayacağız. Direneceğiz gittiği yere kadar. 2,5 yıldır kanser hastasıyım ve 50 yaşındayım, tedavim devam ediyor. Engellilik durumum var. Bu saatten sonra nasıl iş bulacağım, nereye gireceğim bilmiyorum” diyerek, üniversitenin bütçe yetersiz bahanesine sığındığının altını çizdi.
SENDİKA HABERLERİ SAYFASINI