SEDAT YÜKSEL

Yazarın Özgeçmişi


Diğer Yazıları

SEDAT YÜKSEL

GENÇ ÖĞRETMENLERİN SENDİKAL TERCİHİ NASIL OLACAK?

22 Haziran 2020 Pazartesi 15:14

Milli Eğitim Bakanlığı her yıl bünyesine genç öğretmenlerle taze kan katıyor. Bu yıl da 20 bin aday öğretmenle bunu gerçekleştirdi. Göreve başlayacak her öğretmen için mesleğine attığı bu ilk adım farklı bir anlam ifade ediyor.

Genç öğretmenlerin göreve başlaması nasıl kendileri için özel bir anlam ifade ediyorsa, öğreten açığı bulunan okulların yöneticileri, kendindeki cevherin gün ışına çıkarılmasını bekleyen çocuklar ve gençler, evladını emanet edecek güvenli bir liman bekleyen anneler ve babalar için de bambaşka anlamlar ifade ediyorlar.

Yeni göreve başlayan öğretmenlere özel bir anlam yükleyen kitlelerden biri de sendikalardır.

Mevcut eğitim çalışanlarında üye yapılacak kitlenin azalması nedeniyle yeni göreve başlayan öğretmenlerin sendikal tercihleri olabildiğince önemli bir hale geldi.

Bu konuda bütün sendikaların aynı ölçüde istekli olduğunu söylesek de, hepsinin aynı çabayı gösterdiklerini söylemek mümkün değil. Genç öğretmenlerle ilgili en kapsamlı çalışmayı yapan sendika ise Eğitim-Bir-Sen'dir.

Eğitim-Bir-Sen’i yetkili sendika olması nedeniyle atanmadan önce de tanıyan aday öğretmenler, en fazla üyeye sahip olduğu için bu sendikayı bir nevi doğal sendikaları olarak görüyorlar.

Eğitim-Bir-Sen’in; faaliyetleri, yayınları, 6 ayda bir yapılan Kurum İdari Kurulu toplantıları, yılda bir yapılan Kamu Personeli Danışma Kurulun ve iki yılda bir yapılan Toplu Sözleşme görüşmelerinde eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü konusunda hükümet tarafından muhatap alınan tek sendika olması giibi nedenlerle genç öğretmenler tarafından tanınmak gibi bir sorunu yok.

Marjinal ideolojik söylemelere sahip, ayrıştıran, çatışan ve ötekileştiren bir sendika olmak yerine çözüm odaklı, bütünleştiren ve kuşatan sendikal yaklaşımın cazibesi, genç öğretmenlerin sendikal tercihinde belirleyici faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

Eğitim-Bir-Sen’in üyesi olmalarında etkili olan başka faktörler de var.

Örneğin, son birkaç yıldır öğretmenlerin sözleşmeli statüsünde atanıyor olmaları, hem iş güvencesi hem de diğer sosyal ve mali haklar konusunda sürekli hukuki destek ve sorunların çözümüne yönelik bir sosyal diyalog mekanizmasını kaçınılmaz kılıyor.  Sözleşmeli olmaktan kaynaklanan sorunlarının çözümünde, yetkili olan ve yetkililer tarafından yasal muhatap kabul edilen sendika varken diğer sendikalara üye olmanın çok rasyonel bir tercih olmadığını düşünüyorlar.

Aday öğretmenlerin büyük ölçüde Eğitim-Bir-Sen’e üye olma gerekçelerinden biri de öğretmenlerin atandıkları bölgelerde Eğitim-Bir-Sen’in çok güçlü ve etkili olmasıdır.

Daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illere atanan öğretmenler, burada hem üye sayısı, hem kamu yönetimindeki etkinliği, hem de sorun çözme kapasitesi itibariyle çok etkili olan Eğitim-Bir-Sen teşkilatları tarafından karşılanıyorlar.

Diğer sendikaların adeta yok hükmünde  oldukları illerde, terminallerde kurdukları stantlarla, mesleğe hoş geldiniz hediyeleriyle ve hepsinden önemlisi sıcak ve samimi bir ilgiyle karşılanıp ağırlanan öğretmenlerin büyük bir bölümü doğal olarak Eğitim-Bir-Sen’e üye oluyorlar.

Barınma sorununun çözümünden, sınavlara hazırlık kitapları ve deneme sınavlarına, adaylık sürecinin sona ermesinden, sosyal ve mali sorunlarına kadar bir sendikadan beklenen her türlü desteği Eğitim-Bir-Sen’de bulan eğitimin genç neferleri, gittikleri yerlerde eğitime olduğu kadar Eğitim-Bir-Sen’e de can katmış oluyorlar.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #