Çiğli Belediyesi iştirak şirketi ÇİBEL'de çalışan DİSK/Genel-İş Sendikası 10 No’lu Şube üyesi işçiler yüzde 31’lik zam dayatması üzerine 17 Nisan’da çıktıkları grev Genel-İş Genel Merkezi’nin gece yarısı, işçiden habersiz attığı imzayla sona erdi.
Grevlerinin 4’üncü gününde belediye yönetiminin dün önerdiği yüzde 33,70'lik zam teklifine Genel-İş Genel Merkezi’nin imza attığını öğrenen işçiler, sabah grevlerine devam etmek üzere Çiğli merkezden belediye binası önüne yürüyüş yaptı.
Belediye yönetimi: Genel merkezle anlaştık, işinizin başına
Belediye şirket yönetimi ve SODEMSEN yöneticileri, Genel-İş Sendikası 10 No’lu Şube yönetimi ve temsilcilerini görüşmeye çağırarak “Biz genel merkezle anlaştık, imzayı attık. Grev bitmiştir. Herkes işinin başına dönsün” diyerek masadan kalktı. Buna tepki gösteren işçiler ve temsilciler belediye önünde gergin bir şekilde bekleyişini sürdürdü. Taleplerinin karşılanmadığını belirten işçiler, kendilerine bilgi verilmeden üzerlerinden pazarlık yapılmasına müsaade etmeyeceklerini belirtti.
“Alanı terk etmeyeceğiz”
Açıklama yapan temsilciler, “Artık arkamızda bir kurum kuruluş yok, hakkımızı alıncaya kadar bu alanı terk etmeyeceğiz” diyerek greve devam edeceklerini söyledi. Şube başkanı Barış Okur da işçilerle birlikte eylemi sürdürdü. İşçiler hep birlikte "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganı attı.
İşverenle mi mücadele edeceğiz sendikacılarla mı?
Belediye binası önünde açıklama yapan Genel-İş 10 No’lu Şube Başkanı Barış Okur yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bazı şeyler kader diyoruz ama böyle kader olmaz. Çiğli'nin tarihinde bu 8. sözleşmemiz. Bu 8 sözleşmede de görev yaptım. Her yerde konuşulurdu, şunu derdim 'bizim olduğumuz yerde sözleşmeyi biz imzaladık'. İçeride de bunu söyledim. Sırf kendimizi kurtaralım diye kimseyi ateşe atmadık. Genel merkez bize ve temsilcilere sözleşmede yazı ile yetki verir. Ama gerektiğinde o yetkiyi çekme yetkisine de sahiptir. Üzülerek söylüyorum biz işverenle mi mücadele edeceğiz, bize geçici yetkiyi verenlerle mi mücadele edeceğiz? Biz burada belki 1 lira değil 50 kuruş kazanacağız ama nihai kararı bizim vermemizin doğru olduğunu her görüşmede söyledim. Masada bitiren de biz olalım dedim. Biz geçmişte de 6 gün grev yaptık. Bunun süresini ortak belirleriz. Biz de üzgünüz ve öfkeliyiz. İlk günden beri her şeyi söyledik, şu dakikaya kadar da getirdik. Ama yetkisini genel merkez geri çektiğinde öfkemiz de olsa yapacak bir şeyimiz yok. Biz sendikacı olarak sürecin yasal boyutunu anlatmak zorundayız. Sözleşme imzalandıktan sonra anlaşma sağlanmış anlamına geliyor. İşveren işbaşı yapmanızı talep eder. Nasıl ki işe gitmediğinizde bununla ilgili işlem yapıyorsa, yine yapma hakkına sahip. Ama bu işçi ‘ben burada durmaya devam edeceğim’ diyorsa biz de burada yanınızda olacağız. Öfkeliyiz, sinirliyiz, işçi burada olduğu sürece biz de buradayız. 'Biz yasalara da direniyoruz' diyen işçi sınıfının yanında durmak düşer bize. Bir arada öfkemize hakim olalım, birbirimizi üzmeyelim, hepimiz aynı tarafız.”
SENDİKA HABERLERİ SAYFASINI