Ağustos ayında yapılan 8. Dönem Toplu Sözleşmenin uyuşmazlıkla sonuçlanmasını takiben hakem sürecine geçildiği günlerdi. Merdiven altı sendikalar, muhalefet partileri, muhalif basın yani bildiğimiz tayfa bir kampanya başlatmıştı.
Memura ve emekliye verilecek zam, hakem tarafından değil mecliste muhalefet vekillerinin üstün gayretleriyle belirlensin diyorlardı! Biz de o günlerde ısrarla bunun önünde bir engel yok, biz uzlaştığımız maddeleri ve önceki kazanımlarımızı sağlama alalım, sırası geldiğinde yine sürecin içinde oluruz demiştik.
Aradan birkaç ay geçti ve şimdi dedikleri zaman geldi. Biz meclisteyiz ancak kampanya sahipleri ya ortalıkta yok ya da başka manipülasyon peşindeler. Soralım, neredesiniz? Hani meclis açıldığında, bütçe meclise geldiğinde memur ve emeklilere daha yüksek zam oranı ve daha çok kazanım geçirecektiniz meclisten? Ne oldu elinizden tutan mı var, buyurun, yapın.
Muhalefette olmanın, yetkisiz ve merdiven altı olmanın inanılmaz konforunun bu nevi yaşandığı başka ülke yoktur dünyada. Bir şey üretmeniz, tutarlı olmanız ve hesap vermeniz gerekmiyor. Sorguladığınızda da tel tel dökülüyorlar ancak yüzleri kızarmıyor.
Her fırsatta soruyoruz, bir kez daha soralım: yetkili olduğunuz dönemde, altında imzanız olan, devletin kayıtlarına geçmiş, resmi gazetede yayınlanmış, numunelik bir kazanımınız var mıdır? Varsa nedir, nerede yayınlanmıştır? Neden afiş, görsel, kitap, dergi vs. yapıp bizi kamuoyu önünde zor durumda bırakmıyorsunuz?
Peki, sendikal alan böyle de belediyecilikleri nasıl bu tayfanın sizce? Soralım hep beraber, Allah aşkına ikinci dönemin de ortasına geldik, Ankara trafiğini bir nebze olsun rahatlatmak için ne yaptınız? Görmüyor musunuz olup biteni? Bu ülkenin başkentinde, havaalanına bile metro ulaşımı yok, başka söze gerek var mı?
Amacım siyaset yapmak değil, bir zihniyetten bahsediyor bir haksızlığa isyan ediyorum. Bu ülkede sebep oldukları geri kalmışlık, açlık ve yoksulluğu, uyguladıkları yasaklar ve insan hakları ihlalleriyle katmerleştirenler, bugün sorumsuzca konuşabiliyor ve umut taciri gibi ortalıkta dolaşabiliyorsa, başımıza gelecek musibetler var demektir.
Biz geçmişi hatırlatmaktan yorulmaz, gerçekleri ortaya koymaktan usanmaz, emeğimizin ve yaptıklarımızın değersizleştirilmesine seyirci kalmayız. Önce yasaklarınızla boğuştuk, attığınız kör düğümleri bir bir çözdük. Hakkımızı aradık, sınavlara girdik, okullarımıza sahip çıktık.
Daha yapacağımız çok işimiz var. Hem sendikacılık hem de eğitim alanında uğraşımız, hedeflerimiz ve çabamız var. Bugüne kadar ne yaptıysak biz yaptık, banka promosyonlarından nöbet ücretine, serbest kıyafetten kariyer sistemine emek verdik, talep ettik, görüştük, zorladık, eylem yaptık. Bizi takip edin, kıyaslayın, sorgulayın, gerçeği görün.
Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri
SENDİKA HABERLERİ SAYFASINI