Türk-İş Ege Bölge Temsilciliği, konfederasyona bağlı Teksif’in örgütlenme çalışması yürüttüğü Hugo Boss’ta yaşanan sendika düşmanlığı, baskı, mobbing ve işten atmalara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Türk-İş Ege Bölge Temsilciliği il binasında yapılan toplantıda Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, Türk-İş Yurtdışı Markalardan Sorumlu Genel Başkan Danışmanı Mustafa Perçin ve işten çıkarılan işçilerden Sevinç Taşdemir ile Sinem Büyükyoldaş söz aldı.
"TÜM DİNAMİKLERİ SEFERBER EDECEĞİZ"
Yıllar boyunca emek vermiş insanların sendikal faaliyetlerden dolayı haksız ve hukuksuz biçimde işten atıldığını dile getiren Hayrettin Çakmak, “Arkadaşlarımız suç işlemişler gibi tazminatsız, hiçbir şekilde kural tanımadan kapının önüne koyulmuşlar. Hugo Boss yönetimi unutmasın ki, artık bıçak kemikte, kemiği deldi geçiyor. Ya burada sendika olacak ya burada sendika olacak. Almanya’da nasıl sendikal haklara saygı gösteriyorsanız bizim ülkemizde de sendikal haklara, emekçinin hakkına saygı duyacaksınız. Bu kentin bütün dinamiklerini seferber edeceğiz” diye konuştu.
"YETKİ ALINACAK SAYIYA ULAŞILMIŞTI"
Uzun bir süredir mücadelenin sürdüğünü dile getiren Mustafa Perçin de “Burada sendikalı olan insanlar tamamen hasmane tavırla işlerinden atıldılar. Sanki yasa dışı bir şey yapmışçasına ayrıma, baskıya ve tacize uğradılar. İşten atılan her bir üyemizin davasını açtık ve bugüne kadar binlerce dava kazandık. Bugüne kadar işten çıkarılan üyelerimizin sayısını hesapladık, baktık ki neredeyse yetki alacak sayıya gelmişiz” ifadelerini kullandı.
"ALMANYA’DA BU BASKIYI YAPAMIYOR"
Almanya’da Tedarik Zinciri Özel Yükümlülüğü adlı kanun nedeniyle firmanın sendikal haklar önünde baskı oluşturamadığını belirten Perçin, “Almanya yasalarına göre bir çalışanın sendikalı olduğu için işten atılması karşılığında Lahey’e kadar yolu olan bir yargılama süreci ve çok ciddi maddi manevi tazminat ödemek zorunda kalıyorlar. İşte buna rağmen hâlâ kötü huylarından vazgeçmedi firma. Biz diyoruz ki, arkadaşlarımız insani bir ücretle hak ettikleri toplu iş sözleşmesiyle çalışsınlar. Kendi ülkelerinde sendikalı olmak yemek yemek, su içmek kadar doğal bir şey. Ancak buraya gelince orman kanunları uygulanıyor. Burası ucuz işçi memleketi mi? Burada defalarca denetim yaptık. Bütün uluslararası geçerliliği olan üçüncü taraf denetimlerde sendikaya karşı ve sendika üyelerine karşı düşmanca tavır sergilendiği iddiadan öteye geçti ve resmi olarak kanıtlandı” diye konuştu.
HABERİMİZDEN SONRA TALİMATLAR YAĞDIRILDI
10 yıldır çalıştığı firmadan haksız şekilde atılan Sevinç Taşdemir, metot ihlali bahanesiyle işten çıkarıldığını dile getirdi. Taşdemir, “Benim hatam olmayan bir işi, benim hatam olarak öne sürdüler ve ben bu hatayı kabul etmedim. Çünkü benden sonra birçok operasyon var. Aynı hafta içerisinde 10 arkadaşımızı sendikalı yaptığım için pazartesi günü gelip sözleşmenin feshine karar verildiğini bildirdiler” diye konuştu.
Daha önce gazetemizde yer alan haber sonrasında firma genel müdürünün talimatlar yağdırdığını belirten Taşdemir, “Genel müdür tarafından ‘İnsanlar neden bu şekilde konuşmaya başladı, bu baskıları törpüleyin’ gibi ifadeler kullanmış toplantılarda. Biz hakkımızı sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Sinem Büyükyoldaş da 12 yıldır devamsızlık dahi yapmadan çalıştığı firmadan haksız yere atıldığını belirterek, “Çalışmadığım ve kalite yetersizliği bahanesiyle işime son verildi. Hasta olduğumda dahi işe gittim. Aslında sendikaya üye olduğum için çıkardılar. İş yerindeki bütün arkadaşlarıma buradan sesleniyorum örgütlenmekten geri durmayın” diye konuştu.
Son olarak direnişleri süren Polonez ve Lezita işçilerine selam gönderen Hayrettin Çakmak, 12 Ekim’de ESBAŞ önünde kitlesel açıklama yapılacağını duyurdu.
SENDİKA HABERLERİ SAYFASINI