Tarih boyunca liderlik, siyasi partilerde, cemiyetlerde, cemaatlerde, teşkilatlarda, fikir akımlarında hatta mezheplerde çoğu zaman kavga sebebi olmuştur.
Riyaset, İslam Medeniyeti’nin bembeyaz tarihinde, hep eğreti duran bir sorunlu alan olarak karşımıza çıkıyor. Yani İslam tarihi boyunca halifenin, hükümdar, reisin, başkanın, liderin kim olacağı hep sorun olmuştur.
Örneğin Hz. Peygamber’in dizleri dibinde yetişen, onun sohbet halkasında terbiye alan insanlar bile kendilerini böyle bir mücadelenin merkezinde, kenarında, kıyısında olmaktan alıkoyamamışlardır. Reşit halifeler başta olmak üzere her dönem, halifeliğe, liderliğe, başkanlığa, hükümdarlığa seçilenlere muhalefet olmuştur.
İslam tarihin en parlak dönemlerinin aktörleri bile evlatlarına bu anlamda örneklik teşkil edecek bir format ve gelenek oluşturmakta başarılı olamamışlardır.
İslam tarihinde lider seçme konusundaki bir gelenek oluşturamamanın bedeli de her dönem kavga, savaş, ölüm, kaos, ayrılık ve fitneyle ödenmiştir.
Bu kadar sorunlu ve sancılı bir alanda zor bir sınav veren Eğitim-Bir-Sen’in kongresi, izlenmeye değer bir ihtişamla, takdire şayan bir rekabetle ve imrenilecek bir olgunlukla geride kaldı.
Yönetici ve lider kadrosunu seçme konusundaki ayrışma nedeniyle yaşanan fikir ayrılıklarının sorumlu bir süreç, çatışma ve kriz yönetimi ile fırsata dönüştürülebileceğinin örneğinin ortaya konulduğu bir kongreyi geride bırakan Eğitim-Bir-Sen’in seçim sürecinden alınması gereken birçok ders var.
300 Bin’i aşan, üyesinin tamamına yakını eğitimli ve eğitimci olan; soran, sorgulayan, eleştiren dinamik bir kitleye sahip bu teşkilatın, seçim yarışının sorunsuz neticelenmesini analiz ederek, bunu medeniyet tarihimizde bir gelenek oluşturması bağlamında miladı kabul etmek gerekir.
Birçok yönüyle dersler alınması gereken bu sürece ilişkin önemsediğimim birkaç hususu sizlerle paylaşmak istiyorum.
1. İnsanların biricik olduklarını düşünürsek insan adedince sahip olduğumuz fikir ayrılıkları korkulacak bir şey değildir. Hele hele bunun organize olmasında “şer” değil “hayır” vardır. Dolayısıyla tek listenin her halükarda iyi olduğu düşüncesi ve kabulünün, geldiğimiz noktada tarihteki yerini alması gerekir. Eğitim-Bir-Sen seçimleri bunun en güzel örneği olmuştur.
2. Rekabet, kardeşlik hukuku gözetilerek yapılması koşuluyla iyidir, hayırlıdır ve bereketlidir. Adayların her ikisi de geçen dönem yönetimde olmalarına rağmen yeni döneme ilişkin yeni şeyler, taahhütler ve değişim söylemi ile delegeden oy istediler. Bu bir özeleştiridir ve Eğitim-Bir-Sen bu seçim sayesinde ciddi bir özeleştiri yapmıştır.
3. Birileri tarafından tek listeyle seçime gidilmesi dayatmasının yanlış; aynı yöne bakan, mizaçları ve yönetim tarzları birbirine yakın ekiplerin oluşturulmasının ise doğru bir tercih olduğu herkes tarafından görülmüştür. Böylece, Eğitim-Bir-Sen seçiminde 4 yıl boyunca sendikayı yönetecek kadronun birbiriyle çatışan değil, uyumla çalışan bir ekip olması sağlanmıştır.
4. Her iki ekip de sendikanın varoluş gerekçesini, seçim çalışmalarının merkezine koyarak bu yönde fikir üretme, görüş ve kanaat oluşturma çabası içinde olmuşlar. Bu çaba sendikal vizyon, sendikal dinamikler ve geliştirilmeye açık alanlar konusunda ciddi veriler ortaya koymuştur. Bu veriler, sendikanın geleceğini tasarlama konusunda teşkilata büyük bir sorumluluk ve dinamizm katmıştır.
5. Seçim çalışmaları esnasında, her iki ekip de Türkiye’yi bir başından diğer başına gezip, teşkilatlarla fikir alışverişinde bulundular. Seçim çalışmalarında başkasını karalamadan kendisini anlatmanın mümkün olduğu ve bunun yapanın kazanacağı gerçeği bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Bu kongrede, delegenin kendilerini ziyaret eden her iki ekibi nezaketle dinleyip son sözü söyleyecek basiret ve ferasete sahip olduğu görülmüştür.
6. Bu kongre, farklı yöntemleri benimseseler de aynı davanın mensupları oldukları bilinciyle seçimde sorumluluğu üstlenenlerle, diğer ekibin kucaklaşmasıyla; helalleşmesiyle medeniyet tarihimizde hayırla yâd edilecek bir seçim olmuştur.
Böyle bir seçimin ardından kazanan hangi ekip olursa olsun asıl kazananın Eğitim-Bir-Sen olacağı muhakkaktı ve öyle de oldu.
Rabbim seçilen yöneticilerinin “HAYIRLI İŞLERİNDE” yardımcıları olsun.