Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama yönetmeliğini yayınladı.

Yönetmelikle ilgili birçok değerlendirme yapıldı.

Bundan sonra da yapılacak.

Yayınlanan Yönetici Atama Yönetmeliği ile yeniden getirilen “Kurum Tipleri” ile ilgili formun hazırlanmasındaki öngörüsüzlük ve özensizlik, başlı başına birçok haksızlığa zemin oluşturacak.

Bu düzenlemeyi hazırlayan arkadaşlarımız, tamamen eski Kurum Tipi Tespit Formu’nun etkisinde kalarak o dönem var olan haksızlığı yeniden yönetmeliğe koydular.

Kurum Tipleri Tespit Formunun yönetici adaylarının yöneticilik tercihlerinde önemli olacak.

Belki yeni hazırlanacak Görevde Yükselme Yönetmeliği de, eskiden olduğu gibi yönetici Atama Yönetmeliğindeki kurum tiplerine dayandırılacak.

Yani eğer yönetmelikte kurum tipi olacaksa, bu kurum tipinin tespitine ilişkin kriterler de oldukça önemli olacak.

Formun hangi mantık ile hazırlandığını anlamak mümkün değil.

Formun hazırlanma mantığında kurumun sahip olduğu imkân ve avantajların her birine belirlenen puanlar verilmektedir. Ancak bu kriterlerin hangilerinin kurumun idaresini kolaylaştırıp hangisinin zorlaştıracağı, hangilerinin avantaj, hangilerinin dezavantaj olduğuna ilişkin tam bir göreceli durum söz konusu.

Örneğin, form okulun bulunduğu yerin nüfusuna ilişkin puanla başlıyor. Okulun bulunduğu yerin nüfusuna göre 1,3, 6, 9 ve 12 puan veriliyor. Okulun bulunduğu yerin nüfusu okul tipine ilişkin 11 puanlık bir fark yaratabiliyor. Bunun ne kadar mantıklı olduğunu sorgulamak gerekmez mi?

Toplam öğrenci sayısı ile ilgili bölüm, daha küçük aralıklarla puanlandırılmalıydı. Mevcut duruma göre 350 öğrenciye 1 puan verilirken 351 öğrenciye 4 puan verilmekte. Bu ölçeklendirmenin mantığını izah etmek mümkün mü?

Kadrolu öğretmen sayısı ile ilgili bölümde, okuldaki öğretmen sayısının azlığı, kurumun yönetimini zorlaştıran bir etken olduğu halde, kurum tipi değerlendirmesinde kurum aleyhine bir veri olarak değerlendiriliyor. Örneğin 20 normu olan bir okulda 9 öğretmen olduğunu düşünelim. Bu okulu idare etmenin zorluğunun okula artı puan getirmesi beklenirken tam tersi bir durum söz konusu.

Formun en garip bölümlerinden biri de Kadrolu diğer personel sayısına ilişkin kısmı.  Kadrolu personel sayısı az olan okul idaresinin zorluğu ortadayken az personeli olan okula daha az puan veriliyor.  Forma göre 3’ten az kadrolu personeli olan okula 1, 10’dan fazla olanlara ise 5 puan veriliyor. Eğer birim sayısının çokluğu, kurumun

Formun öğretim şekli ile ilgili bölümü ise izahı mümkün olmayan tezadın gün ışına çıktığı bölüm oluyor. Çünkü önceki bölümlerde yerleşim yerinin nüfusu, öğretmen sayısı, personel sayısı gibi olumsuzluklar kurum tipinin puanını düşürürken, öğretim şekli ile ilgili bölümde tam tersi bir durum var. Yani arzu edilen bir durum olan normal öğretime 1 Puan, olumsuzluk olarak değerlendirilmesi gereken ikili öğretime ise 3 puan verilmekte.

Kurum tipinin tespitinde anlaşılmayan bir başka durum da Bina durumunun tip projeye uygunluğu veya Geçici tahsisli oluşuna bağlı olarak farklı puanlar alması.

Bu formdaki saçmalıkları uzatmak mümkün ama gereksizdir.

Sayın Mili Eğitim Bakanı’nın fıkra sevdiğini bilirim.

Şimdi, aylardır beklenen yönetmeliğin ekindeki bir forma ilişkin kusurlar, bana şu fıkrayı hatırlattı.

Kadının birisi hocaya gitmiş ve demiş ki:

Kadın: Hocam diyorlar ki Yunanistan taraflarında bir kadın evliya çıkmış. Tam kızını kurban edecekken şeytan bir keçiyle çıkagelmiş ve bunu kes demiş. Doğru mu?

Hocai: kızım ben bunun neresini düzelteyim. Yunanistan değil Arabistan, kadın evliya değil İbrahim peygamber, kızı değil oğlu, şeytan değil melek, keçi değil koç…
Hâsılı kelam bu düzenleme de mantığı ve içeriği ile Milli Eğitim Bakanlığının merkez teşkilatının allame-i cihan bürokratlarının şanına yakışır bir düzenleme olmuş.

Düzeltilecek gibi değil.

Kökten kaldırılmalı ve sıfırdan bir Kurum Tipi Tespit Formu hazırlanmalı.

Nasıl olsa MEB’nın, yayınladığı yönetmeliklerin hemen ardından onları düzeltmesi veya kaldırması alışık olmadığı bir husus değil.