YAVUZ değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

Yaz tatilinde il ilçe emri verildi, TBMM’de görüşmeleri yarım kalan ÖMK yenilendi, kariyer sistemi 15 Ocak’a yetişti, öğretmene şiddete cezalar artırıldı, mahkemenin verdiği caydırıcı ilk ceza haberi Adana’dan geldi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli hayata geçti, yirmi bin öğretmen sonunda göreve başladı…

TYP gitti, İUP geldi, okullar zor durumda kaldı. Şube müdürleri, ilçe müdürleri, müfettişler, araştırmacı ve uzmanlar kariyer hakkından mahrum kaldı, “mülakat mağdurları” problemi ortaya çıktı. Norm fazlası atamalarında uygulama birliği sağlanamadı, uzak yerlere atamalar yapıldı. Aralık ayı enflasyonu çok düşük çıktı! Refah payı gelmedi. Birinci sınıflar karne yerine verilen altı sayfalık gelişim raporunu beğenmedi…

Eylem tutmadı, katılım yüzde on bile olmadı, sendikamıza fırlatılan yüksek maaş kılıflı molotof kokteyli iftiracının elinde patladı! Eğitim Bir Sen, Ocak ayının ilk iki haftası altı bin yeni üye girişi yaptı. Okullarda yaşanan tekil olaylar kullanılarak yürütülmeye çalışılan muhalefet denemesi deşifre oldu, ÇEDES üzerinden çıkarılmaya çalışılan değer düşmanlığı işe yaramadı.

Demem odur ki yapılan güzel işlerin hakkını teslim eden, yeri geldiğinde teşekkür etmeyi bilen; ancak çalışanın tercümanı, yetkinin sahibi olarak çözüm bekleyen problemleri dile getiren, taleplere kulak kabartarak ziyaretler, eylemler, basın açıklamaları, görüşmeler yapan; KİK, KPDK, toplu sözleşme masası ve hukuk mücadelesi ile çözen bir mücadele üretiyor, kazanıyor, kazandırıyor ve büyüyor.

Sendika yasası değişinceye ve yetkili sendikanın hakkı korununcaya kadar çift taraflı çetin bir mücadele bizi bekliyor. Hem kazanım üretecek hem de gittikçe kirlenen, sorumsuz “arabesk sendikacılığın” bizi düşürmeye çalıştığı bataklıktan korunacağız.

“Olumsuz haberi önce ben duyurdum.” diye övünen, en basit Türkçe dil bilgisi kurallarını bile uygulayamayan ve önüne gelene hakaret eden bir sendikacılık, bir sanatçı duyarlılığı ve bir eğitimci saygınlığı ile çözüm bekleyen onlarca problem sahipleri için ne büyük talihsizliktir.

Mülakat mağdurlarının önce hukuk mücadelesi ve ardından hızlıca atanmaları, alan değişikliği, akademik zam, idari personelin yer değişikliği, kurs açamayan usta öğreticilerin sıkıntıları, aile yılında tek maaşla çalışan ailelerin ekonomik sıkıntıları, kariyer sistemine henüz dahil edemediğimiz yukarıda zikrettiğim grubun haykırışları, atama bekleyen arkadaşlarımızın yüksek kontenjan beklentileri, eğitim yöneticilerinin yönetmelikten kaynaklı sıkıntıları, son özür atamalarında aile birliği sağlanamayanlar gibi onlarca başlık masamızda ve biz çalışıyoruz.

Hukuk ve ahlak kurallarının yetersiz kaldığı, hazzın ve hırsın yığınla kifayetsizi esir aldığı kaygan ve kalleş sosyal medya çağında; onur ve erdem mücadelesi vermenin ağır bedelini ödeyerek tarihe not düşüyoruz.

İnanıyorum ki bugün bizi anlamayanların torunları bizi bir gün anlayacak ve hakkımızı teslim edecektir. Biz sadece özlük hakkı değil insanlığın geleceği için adeta savaşıyoruz.

Talat YAVUZ

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri